İnsanları gerçekten özgür, hafif, huzurlu ve “iyileşmiş” hissetmekten alıkoyan en büyük engellerden biri, affetme zorluğudur bana göre. Peki affetmek neden bu kadar zordur? Bu erdemli hareketin böylesine zor gelmesinin nedeni, affetmenin gerçek işlevinin tam olarak anlaşılamaması ya da görmezden gelinmesidir.
Affetmek geçit vermeyen bir dağın içindeki geçittir, pek çoğumuz onu dağın kendisi sanarak yaklaşmaktan bile korkar. Böylelikle dağın eteğindeki geçide, geçidin sonundaki ışığa ulaşma fırsatını hep erteler. Gayret edip dağın eteğine yaklaşmayı erteledikçe affetmek gözümüzde büyür, zihnimiz ve egomuz da çeşitli bahanelerle bizi haklı çıkarmaya çalışır: “Yaptığı yanına kâr mı kalsın, affedilmeyi haketmiyor, …”
Oysa affetmek de, affetmemek de tamamen bizimle alakalıdır. Bir kişiyi affetmekte zorluk çekiyorsak, farkında olmadan o kişiyle aramızda eterik bir bağ oluştururuz. Bu eterik bağ tek taraflıdır, enerjisi tükenen ve duyguları boşa harcanan yalnızca biz oluruz. Dengemiz bozulur, yorgun hissederiz, başka rahatsızlıklara zemin hazırlarız. Kalbimiz ve zihnimiz olumsuz duygu ve düşüncelerle kirlenir, etrafımıza bu olumsuz titreşimleri yaydıkça hayatımıza daha fazla olumsuzluk çekeriz.
Böyle bir kısırdöngü içine hapsolmamak için bütün kalbimizle affetmeliyiz. Karşımızdaki kim olursa olsun, ne yapmış olursa olsun, sadece “kendimiz için” affetmeliyiz. Affetmek güçlü bir ilaç ve panzehirdir, öncelikle kendimizden mahrum etmemeliyiz.
Affetmenin mucizevi etkisini sayfalarca anlatabilirim belki, ama daha etkili bir yol biliyorum. Affetmekle ilgili en sevdiğim metinleri sizlerle paylaşmak istiyorum:
Affetmek, o kişiyi sevmek değil.
Affetmek, o kişiyle konuşmak zorunda olmak değil.
Affetmek, o kişiyle ilişkiyi sürdürmek değil.
Affetmek, o kişinin beklentileri doğrultusunda davranmak değil.
Affetmek, o kişiyi kucaklamak değil.
Affetmek, o kişiyi suçsuz bulmak değil.
Affetmek, o kişiyi haklı bulmak değil.
Affetmek, o kişinin verdiği zararları telafi etmek için çaba göstermemek değil.
Affetmek kırgınlığın, küskünlüğün, nefretin hapishanesinden özgürlüğe kavuşmaktır.
Affetmek artık acıyı hissetmemektir. Yapılanları zihinsel olarak unutmak zaten mümkün değildir.
“Duygusal unutma” affetmenin diğer adıdır. (*)
Paulo Coelho’nun Elif romanında Hilal, bir kilisede içindeki çocuğun konuşmasına izin vererek kendi Affetme/Bağışlayıcılık Duasını okur:
Döktüğüm yaşları bağışlıyorum.
Acıları ve aldatmaları bağışlıyorum.
İhanetleri ve yalanları bağışlıyorum.
İftiraları ve ahlâksızları bağışlıyorum.
Nefreti ve zulmü bağışlıyorum.
Yüreğimi yakan darbeleri bağışlıyorum.
Yıkılan hayalleri bağışlıyorum.
Ölen umutları bağışlıyorum.
Sevgisizliği ve kıskançlığı bağışlıyorum.
Umursamazlığı ve kötü zihniyeti bağışlıyorum.
Haklılık uğruna haksızlık edenleri bağışlıyorum.
Öfkeyi ve şiddeti bağışlıyorum.
İhmalkârlığı ve unutkanlığı bağışlıyorum.
Bütün kötülükleriyle dünyayı bağışlıyorum. (**)
Affetmenin ve affedilmenin mucizesini her daim yaşamanızı dilerim.
Sonsuz sevgi ve saygılarımla,
~Deniz Tara
(*) Bu anonim affetme metnini internetten buldum, kime ait olduğunu bilmiyorum. Eğer biliyorsanız bana ulaşabilirseniz, böylelikle kaynağını buraya ekleyebilirim.
(**) Paulo Coelho’nun Elif romanındaki Affetme Duası’nın orijinal metni için: Prayer of Forgiveness (Aleph)
[…] vesile olacak, bundan emin olabilirsiniz. Affetmekle ilgili ilhama ihtiyaç duyuyorsanız buraya tıklayarak affetmekle ilgili bir yazıma göz atabilirsiniz. Kendinizi hâlâ hazır […]